18 Ağustos 2015 Salı

CAS'ın "Aslı Çakır Alptekin Kararı"nın Sonuçları

CAS, Aslı Çakır Alptekin ile ilgili kararını dün açıkladı. IAAF, Aslı Çakır Alptekin ve Türkiye Atletizm Federasyonu (TAF) bir anlaşmaya vardı ve anlaşma CAS’ın kararı haline geldi.
Kararı önceki yazımda özetlemiştim. Bu yazıda Aslı Çakır Alptekin’in doping cezası almasının sonuçlarına değinmeye çalışacağım. Özellikle kamuoyunda tartışılan iki hususla ilgili görüşlerimi paylaşacağım.

ÖDÜLLER GERİ ALINMALIDIR
Alptekin, Olimpiyat ve Universiade şampiyonlukları sayesinde para ödülleri almıştı (2013 yılında değişen mevzuat, geçmişe etkili olamayacağı için Alptekin’in ödüle hak kazandığı dönemdeki mevzuatı temel alarak ödüllerin miktarını belirlemek gerekiyor).

Alptekin bu ödülleri iade edecek yahut devlet geri alacak. Zira mevzuatta da ödül aldığı müsabakada dopingli olduğu sonradan anlaşılan sporculara ve diğer ilgililere verilen ödüllerin geri alınacağı açıkça öngörülmüş. Böyle bir düzenleme olmasaydı bile, devlet sebepsiz zenginleşmeye dayanarak ödülleri geri alabilirdi.

Kamuoyunda ödüllerin geri alınmayacağına dair bir algı yaratıldığı görülüyor. O ödülleri geri almayanlar devleti (Hazine’yi) zarara uğratırlar. Görevlerini ihmal etmiş olurlar. Yetkililer aleyhine ceza davaları açılır. İdarî ve cezaî yaptırımlar uygulanır. Hukuk devletinde devletin “ben verdim, oldu” deme lüksü yok.

DEVLET SPORCULUĞU UNVANI GERİ ALINMALIDIR
Alptekin, Olimpiyat Şampiyonu olduğu için kendisine “Devlet Sporcusu” unvanı verilmesi gerekiyordu. Bu unvan verildi mi bilmiyorum. Eğer Alptekin bu unvanı kazanmışsa, “Olimpiyat Şampiyonu”  unvanını kaybettiği için “Devlet Sporcusu” unvanını da kaybetmesi gerekir. Ancak bu unvan kendiliğinden ortadan kalkmıyor. Devlet Sporcusu unvanı Gençlik ve Spor Bakanı’nın başkanlığında, Spor Genel Müdürü, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı ve Türkiye Atletizm Federasyonu başkanından oluşan Devlet Sporcusu Kurulu’nun gerekçeli kararı, Gençlik ve Spor Bakanı’nın teklifi ve Cumhurbaşkanının onayı ile geri alınabiliyor. Devlet Sporcusu Kurulu, Aslı Çakır Alptekin’in unvanının geri alınmasına gerek görmezse yahut Gençlik ve Spor Bakanı bu yönde bir teklifte bulunmazsa ya da Cumhurbaşkanı bu kararı onaylamazsa Alptekin “Devlet Sporcusu” unvanını kullanmaya devam edecek. Adamına göre tavır alma imkanı veren bu uygulama adalet duygusunu zedeleyecek sonuçlar doğurabilir.

ÖĞRETMEN ATAMASI HUKUKA AYKIRI
Aslı Çakır Alptekin Olimpiyat ve Universiad şampiyonlukları sayesinde KPSS puanı şartı aranmaksızın beden eğitimi öğretmeni olarak atanmıştı.

Atama şartlarını haiz olmadığı anlaşılan Alptekin’in ataması hukuka aykırı hale geldi. Bu atama iptal edilmelidir. Alptekin’in öğretmenlik sıfatı ortadan kaldırılmalıdır.


ALPTEKİN BİRÇOK İMTİYAZI KAYBETTİ
Aslı Çakır Alptekin, yukarıda sayılanlar dışında birçok imtiyazı kaybetti. Bunlardan bazıları aşağıdaki gibidir:
- Sporcu Şeref Aylığı alamayacak.
- Spor müşaviri olamayacak. Bakanlık veya Genel Müdürlük bünyesinde çalışamayacak. Aylık ve özlük hakları bakımından Bakanlık müşavirlerinin sahip olduğu haklardan faydalanamayacak.
- Spor Genel Müdürlüğü’ne ait spor tesislerinin protokol bölümüne ömür boyu serbest giriş hakkını kaybetti.
- Sözleşmeli spor uzmanı ve antrenör olarak çalışamayacak.
- Kendisi için faal sporculuğu bırakma töreni yapılamayacak.

ASLI ÇAKIR ALPTEKİN ATLETİZM SALONU’NUN ADI DEĞİŞTİRİLECEK Mİ?
Aslı Çakır Alptekin’in adı Ataköy’deki spor salonuna verilmişti. Doping cezasının kesinleşmesinin ardından, salonun isminin değişip değişmeyeceği tartışılmaya başlandı.

Mevzuatta spor salonunun isminin değiştirilmesini gerektiren herhangi bir hal sayılmamış. Bu konu tamamen Spor Genel Müdürlüğü’nün keyfine bırakılmış. SGM’nin kamuoyundan gelen tepkileri ciddiye alıp salonun ismini değiştirmesini umuyoruz. Ancak Nevin Yanıt örneğinde olduğu gibi, teşkilat isim değiştirme konusunda çekingen davranıyor.

Atletizm camiasının yakından takip ettiği http://www.atletizmdunyasi.com sitesinde Aslı Çakır Alptekin Salonu’nun isminin Mehmet Terzi olarak değiştirilmesi önerilmiş. Bu öneri de tutarsız. Rahatsız edici. Türk atletizminin yaşadığı en büyük skandallar Mehmet Terzi yönetiminde gerçekleşti. Mehmet Terzi, yönetim kurulunun muhalefetine rağmen Süreyya Ayhan Kop skandalının oluşmasına sebep oldu. Ömür boyu men cezası alan Süreyya Ayhan Kop’un ve kocasının Aslı Çakır Alptekin ve birkaç atlete danışmanlık yapmasını engelleyemedi. Onlarca atlet doping cezası aldı. Mehmet  Terzi’nin adı hiçbir spor tesisine, salonuna, odasına verilmemelidir!

ANTRENÖRLER, TEKNİK DİREKTÖRLER, KULÜPLER UNUTULMASIN!
Aslı Çakır Alptekin’in Olimpiyat ve Universiad şampiyonlukları sadece ona maddi menfaat sağlamadı. Atletizm milli takımının teknik direktörü ve antrenörü/antrenörleri, Alptekin’in kulübü ile kulübün teknik direktörü ve antrenörleri de devletten ödül almışlardı.
Bu kişilerin de ödüllerini iade etmeleri gerekiyor.

SORUŞTURMA AÇILACAK MI?
Aslı Çakır Alptekin’in doping ihlali sebebiyle ceza alması gözleri onun antrenörüne çevirdi. Alptekin’in antrenörünün (eşinin) atletin doping ihlali yapmasında payı var mı? Alptekin’in doping ihlalinden ötürü antrenör cezalandırılabilir mi?

Doping ihlallerinin yapıldığı dönem çok önemli. Alptekin’in 29 Temmuz 2010 ilâ 17 Ekim 2012 tarihleri arasında doping kurallarını ihlal ettiği kabul edildi.

Antrenör Eğitim Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik ile, “çalıştırdığı sporcunun yasaklı madde kullandığının belirlenmesi durumunda sporcuyu çalıştıran antrenör veya antrenörlerin lisansının, ilgili federasyonun teklifi ve Genel Müdürün onayı ile bir yıl süreyle, tekrarı halinde beş yıla kadar geçersiz sayılacağı” öngörüldü. Ancak Anayasa’ya ve WADA Kodu’na aykırı olan bu düzenleme geçmişe etkili uygulanamaz. Bu sebeple, Alptekin’in antrenörüne gözü kapalı ceza verilemez. O antrenörün sporcunun yaptığı doping ihlalinde aktif rol oynamış olması gerekir.

Alptekin’in çevresinin soruşturulması gerekir.

Ayrıca Aslı Çakır Alptekin, Nevin Yanıt, Süreyya Ayhan Kop başta olmak üzere onlarca atletin doping cezası aldığı dönemde federasyonu yöneten Mehmet Terzi ve yönetim kurulu üyeleri de soruşturulmalıdır. Geçen hafta IAAF’in Elvan Abeylegesse’den 2007 yılında vermiş olduğu numunelerle ilgili savunma istemesi, Mehmet Terzi dönemi ile ilgili şüpheleri iyice arttırmıştır. Mehmet Terzi’nin ve dönemin yönetim kurulu üyeleri ile diğer ilgililerin ihmallerinin olup olmadığı tespit edilmelidir.

TBMM ARAŞTIRMA KOMİSYONU RAPORU TEKRAR OKUNMALI VE HAREKETE GEÇİLMELİDİR!
Soruşturma açılması için bir saniye beklenmemelidir. Aslı Çakır Alptekin’in ve diğer sporcuların TBMM’nin Araştırma Komisyonu Raporu’nda yer alan ifadeleri federasyonların, antrenörlerin, görevlilerin de doping çarkının önemli dişlileri olduğunu ortaya koymaktadır.

Alptekin’in ifadelerini özetleyerek yazıma son veriyorum (Yazım hataları rapordan kaynaklanmaktadır):

Milli Atlet Aslı Çakır ALPTEKİN ise yarışmaya gitmeden bir ay önce antrenörünün kendisini eczaneye götürerek bir iğne yapıldığını, iğnenin ne olduğunu sorduğunda; antrenörünün, vitamin olduğunu söylediğini, ancak daha sonra antrenörünün kendisine yapılan iğneyi kimseye söylememesi için uyardığını, ayrıca biyolojik pasaportun ne olduğunu, nasıl tespit edildiğini bilmediğini ve başına gelince öğrendiğini tutanaklarda ifade etmiştir.

Gencim, daha gençlerde yarışıyorum, dopingin “d”sini bilme gibi bir lüksüm yok. Çünkü böyle bir şeyle, bununla koşulacağını ya da bunlar nereden alınır, nasıl içilir, kim verir, ne yapar, hiçbir bilgimiz yoktu. Böyle bir şey başınıza gelince araştırmaya başlıyorsunuz. Doping nedir, hangi maddelerdir, nelerdendir, bunları öğreniyorsunuz. Ben, 2004 yılında elemede Türkiye rekoru kırarak finale kaldım. Finalde 6’ncı oldum ve doping testine girdim. Antrenörümü aradım çünkü kullandığım hiçbir vitaminin ismini bilmiyordum. Antrenörüm ilaçları avucuma tutuştururdu ve bende onları içerdin. Bu ilaçlar antrenmandan önce verilirdi. Antrenörüme bunların ne olduğunu sorduğumda vitamin olduklarını söylerdi. O zamanlar yaşımız küçük olduğu için antrenörümüz ne derse biz onları harfiyen uygulardık.

Bir turnuva öncesinde antrenörüm beni bir eczaneye götürdü. Burada bana bir iğne yapıldı. ‘Bu nedir?’ dediğimde vitamin olduğu söylendi. Bundan dolayı dopingli çıktım ve 2 yıl ceza aldım. Bir sporcu cezadan sonra psikolojik bunalıma giriyor. İlk cezadan sonra ilaç kullanımına dikkat etmeye başladım Sporcu antrenör ne derse onu yapar. Sporcunun işi spor yapmaktır. Bu işin önüne geçilmesi için doping maddeleri nedir, yan etkileri nelerdir bu konuda antrenörlerin ve sporcuların bilgilendirilmesi gerekir. Başarılı olduğunuz zaman WADA’nın havuzuna giriyorsunuz. IAAF’ın havuzuna giriyorsunuz. 2010 yılından beri WADA’nın havuzundayım İngilizce bilgimiz yeterli olmadığı için formları yanlış dolduruyoruz. Sporcuların bilinçlendirilmesi gerekir. Davam henüz devam ediyor. Bir senedir psikolojik tedavi görüyorum. Sporcularda ve antrenörlerde bilgisizlik ve eğitimsizlik had safhada.”

Burada ne oluyorsa sporcuya oluyor. Evet, antrenör ceza alıyor ama dışarıdan yine sporcu çalıştırabiliyor. Ya sporcu? (…)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder